Türkiye’deki yüksek güneş enerjisi potansiyeli yatırımcıları büyük projelerin desteklenmesi açısından teşvik ediyor. YEK Kanunu çerçevesinde birçok resmi kurum ve kuruluş kendi birimlerinde güneş enerjisini öncelikle kullandırır hale gelmiştir. Bunun ışığında ülkemizde belediyelerden diğer resmî kurumlara kadar güneş enerjisi sistemleri ile elektrik ihtiyaçlarının karşılanmaya başlandığın haberleri gelmektedir. Bu uygulama dışında Türkiye’de birçok özel işletme kendi işletmeleri bünyesinde güneş enerjisi üretim santralleri işletmektedir.

Türkiye’nin Avrupa’da güneş enerjisinde en büyük potansiyele sahip ülke olduğunu söylemek mümkündür. Ancak halen yakın coğrafyada benzer güneşlenme seviyesine sahip AB üyesi ülkeler ile kıyaslandığında bu ülkelerin gerisinde kalmaktadır.

Türkiye’de şebeke ölçekli PV santrallerinin elektrik üretebilmesi için özel bir lisansa sahip olmaları gerekmektedir. İlk 600 MW’lik üretim kapasitesi için lisans dağıtım süreci hem yavaş hem de maliyetli olmasıdır. 50 kW’den küçük projeler için tipik bir uygulama olan güneş enerjili çatı sistemleri, şebeke ölçekli PV sistemlerinden çok farklı bir ekonomik yapıya sahiptir. Bunun sebebi 50 kW’den küçük projelerin diğer elektrik üretim teknolojilerinin aksine, doğrudan perakende elektrik fiyatları ile rekabet ediyor olmalarıdır. Günümüzde 50 kW altındaki güneş enerjili çatı projelerinin sayısı Türkiye’de oldukça azdır. Bunun sebeplerinden bir tanesi potansiyel yatırımcıların, sayısı 35 ile 50 arasında değişen farklı izin süreçlerinden ötürü yatırımlarını ertelemesiyken, diğer bir sebep ise mevcut durumda güneş enerjili çatı sistemlerinden beklenen finansal getirilerin düşük oluşudur. Her ne kadar yüksek potansiyele sahip olunsa da PV’nin çevreye ve sürdürülebilirliğe olan katkısını ve Türkiye’deki potansiyelini dikkate almayan düzenlemeler pazarın oluşumunu geciktirici/engelleyici olmaktadır.

Ancak son dönemlerde Türkiye’de ilk örneği olan büyük bir projeye imza atılmıştır. 7 yıllık AR&GE çalışmaları sonucunda geliştirilen teknoloji ile Mersin /Toroslar ’da 1500 evin enerji ihtiyacına eşdeğer olan 5 MW termal güç kapasitesine sahip bir kule tipi yoğunlaştırılmış güneş enerjisi santrali geliştirilmiştir. Bu santral Greenway, TTGV ve TUBİTAK ortaklığı ilke kurulmuştur.  Bu tip santraller güneş enerjisini elektriğe dönüştürmede en etkili yöntemlerden biridir.

Güneş Enerjisi AR&GE Tesisinde, heliostat olarak adlandırılan 510 adet yansıtıcı, güneşi gün içerisinde uygun açılarla takip ediyor. Güneş ışınları yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki bir kule üzerinde bulunan ve özel olarak tasarlanmış alıcıya yansıtılarak yüksek sıcaklık ve basınçlarda kızgın buhar elde ediliyor. Elde edilen bu kızgın buhar, konvansiyonel türbinlerde elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Tesis kablosuz iletişime sahip olması ile benzeri olmayan bir yapıya sahip.

 Santralin girdisi sadece güneş ve su iken çıktısı yüksek sıcaklık ve basınçta buhardır. Bu özellik onu ekolojik temiz bir enerji kaynağı kılar çünkü çevreye hiçbir zararı yoktur. Teknolojinin gelişmesi ile varlığı mümkün olan bu santral ülkemizi güneş enerjisi piyasalarında temsil edeceği düşünülmektedir. Güneş enerjisi hızla gelişmekte olan ülkeler için başvurulması kaçınılmaz bir kaynak olma yolunda ilerlemektedir. En önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından birisi olan güneş enerjisi çeşitli düzenlemelerle yatırıma teşvik edici hale getirilmeli ve potansiyelini hangi yöntemlerle uygulanacak olursa olsun gösterme imkanına sahip olmalıdır.